17 Mart 2015 Salı

Ah 15 Milyon Eurom ve Bir de Takimim Olsa!

Bir takimi yonetmek, oyuncu izlemek icin diyar diyar dolasmak, transferler yapmak, futbolun icinde olmak; hemen hemen butun Turk erkeklerinin hayalidir saydigim seyler. FM ve CM serileri yillardir bu yuzden cok genis kitlelerce oynanmaktadir ulkemizde. Hepimiz aslinda futbolu cok iyi bildigimizi, para ve imkanimiz olsa neler basarabilecegimizi dusunur dururuz. Oyunlarda elde ettigimiz basarilarla da "bak gordun mu beni koysalar takimin basina neler yapardim, ben demiyorum oyun diyor" diye caka satariz.

Bu dusunceleri insanlari elestirmek icin soylemedim cunku ben de boyle dusunuyorum :) Elimde yeterli butcem ve takimim olsa kim bilir ne basarilar kazanirdim ama hayat iste, bana bir takimi ve 15 milyon Euro'yu bile cok gordu. Son paragrafta bu paraya ve takima sahip olsam kuracagim 11'i yazdim ama oncelikle biraz futbolda paranin ne anlam ifade ettigine ve orneklere bakalim.

Futbolda kisitli butcelerle de cok iyi sonuclar alinabilecegine yurekten inananlardanim. Ulkemizde Genclerbirligi bunun en guzel ornegi. Yillardir cok da para harcamadan orta siralarda yer almis, bazi sezonlarda ise ust siralari bile zorlamistir. Bu basari hem buldugu genc yeteneklere hem de kurulan dogru kadrolara bagli olarak gelmektedir. Dunyaya bakacak olursak cok daha iyi ornekler mevcut. Tabi oralardaki saglam kulup yapisinin getirdigi bir fark bu. Dortmund batti batacak derken sampiyonlar ligi finaline kadar yukseldi. Yillardir alt yapidan yetistirdigi oyuncularla fenomen olan bir Ajax gercegi goruluyor. Ucuza alip en az 10 katina satan Porto da iddiami destekler nitelikte basarilar elde eden takimlardan. Porto belki scout sistemine cok ciddi para harciyor denilebilir ama son 10 yilda aldigi bonservis bedelleri toplami 700 milyon Euro'yu asiyor. Bu ekipler sadece genc ve yetenekli oyuncular bulmakla kalmiyor, dogru oyunculari bir araya getirerek iyi bir takim olusturuyorlar.

Porto son 10 sezonda cok para harcamadan harika isler yaratan kadrolar kurmayi basardi.

Peki boyle bir sey mumkunken neden herkes ayni basariyi elde etmek icin daha fazla para harciyor? Bu sorunun birkac cevabi bulunmakta. Ilki her takim kaliteli scout ekibi kuramiyor. O sistemi oturtmak, dogru yerlerde oyuncu izlemek, izledigi oyuncudaki potansiyeli yakalayacak ekip kurmak oldukca mesakatli ve zor bir is olsa gerek. Ayrica teknik direktorun de bu yetenekli oyunculardan bir takim yaratabilmesi de sadece sinirli sayida teknik direktore armagan edilen bir yetenek. Ikincisi ise futbolun endustrilesmesi sonucu takimlarda yildiz oyuncularin oneminin artmasi. Yani Real Madrid Ronaldo'yu 100 milyon Euro'ya yakin bir bedelle transfer ederken bu parayi sadece Ronaldo'ya degil, ondan elde edebilecegi yan gelirlere (Reklam, sponsorluk, resmi urun satisi, TV haklari satisi vs.) de oduyor. Ronaldo gibi marka ismi bunyesinde bulunduran Real Madrid, Ronaldo'suz bir Real Madrid'den finansal olarak cok daha degerli bir konumda. Hal boyle olunca da buyuk taraftar kitlelerine ve maddi gucu yuksek takimlara oyuncu yetistirme gorevi de cemberin ikinci hatta ucuncu halkasindaki takimlara kaliyor. Yine de Real Madrid, Barcelona gibi ekipler birkac tane alt yapidan oyuncuyu takima monte ederek hem takim ruhunu diri tutmayi hem de ekonomik olarak avantaj saglamayi da ihmal etmiyorlar.

Ulkemize gelecek olursak basta da soyledigim gibi, odenen transfer bedeli uzerinde satilan yabanci bir oyuncu bulmak samanlikta igne aramak gibi bir sey. Aklima Balic, Okocha, Geremi, Carew ve Anelka geldi. Belki unuttuklarim da vardir ama son 15-20 yilda bu sayi devede kulak adeta. Bir de Nihat, Fatih Tekke, Arda ve Gokdeniz gibi Turk oyunculardan elde ettigimiz onemli sayilabilecek bonservisler var. Fakat bu liste de iste uc asagi bes yukari bu kadarla sinirli.
              Jay Jay Okocha 1998 yilinda yaklasik 16.5 milyon dolara PSG'ye transfer oldu.

Yetenekli oyuncu cikarmak kadar siradan gozuken oyunculari dogru sekilde bir araya getirmek de oldukca onemli. Fenerbahce'nin UEFA'da yari finale kaldigi sezon, ceyrek finale kalma mucadelesi verdigi Viktoria Plzen'in yildizi o zaman 37 yasindaki hafif gobekli Hovarth'ti. Galatasaray'dan begenilmeyerek kovulan adam seneler sonra bu takimin yildizi olarak UEFA'da hic de fena sayilmayacak bir noktaya gelmisti. Turkiye'de de Senol Gunes bitik olarak bakilan Burak Yilmaz'dan bir yildiz yaratmayi bildi. Hem de arkasinda oynayan Selcuk Inan'i da iyi oyuncu klasmanindan Turkiye olceginde 1. sinif oyuncularin arasina yukseltti. Ayni sekilde Volkan Sen'deki degisim ortada. Caner'in Ersun Yanal tarafindan sol aciktan sol beke cekilmesi ve ardindan Caner'in adinin dunya devleriyle anilmasi da buna guzel bir ornek.

Bu dusuncelerimden yola cikarak transfermarkt sitesinden ortalama takim degerlerine baktim. Anadolu ekiplerinin ortalama 30 milyon Euro'ya kuruldugunu gordum. Ilk 11'deki oyuncular bu bedelin kabaca yarisini olustursa 15 milyon Euro gibi bir rakam kaliyor elimizde. Boyle bir param olsa nasil bir 11 kurardim diye dusunerek bir kadro kurdum. Bu kadromu kurarken de Spor Toto Super Lig'deki oyunculardan dogru bir harmoni olusturmayi hedefledim. Sadece PTT 1. Lig'de bu sezon harika bir performans sergileyen, Galatasaray altyapisindan yetisme Ozgurcan Ozcan'i forvete yerlestirdim. O da zaten buyuk ihtimalle seneye super ligde top kosturacak. Asagida bu kadromu gorebilirsiniz. 


Bana kalirsa kurulacak boyle bir kadro, iyi 5-6 yedekle desteklenirse minimum UEFA kupasina katilir. Siz de dilerseniz yorumlarinizla bu kadroya alternatif kadrolar olusturabilir, oneriler getirebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder